- Katıldı
- 22 Aralık 2024
- Mesajlar
- 303
- Tepki puanı
- 0
- Puanlar
- 16
Mesane hastalıkları ve idrar kaçırma
Erkek üreme sağlığında mesane fonksiyonlarının korunması ve idrar yolu düzeninin sürdürülmesi, genel ürolojik yaklaşımın temelini oluşturur. Mesane, idrarın vücut dışına atılmadan önce depolandığı, kas ve sinir yapılarının karmaşık etkileşimiyle yönetilen bir organdır. Anatomik konum ve fizyolojik süreçler dikkate alındığında, mesanedeki bozukluklar yalnızca idrar yapma eylemini değil, aynı zamanda renal ve üreme sisteminin bütünlüğünü de etkileyebilir. İdrar kaçırma (üriner inkontinans), mesane işlev bozukluklarının en sık görülen klinik yansımalarından biridir ve hastaların yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürebilir. Bunun yanı sıra mesane tümörleri, enflamatuar durumlar, taş oluşumu ve çeşitli nörojenik bozukluklar da mesane sağlığını tehlikeye atabilir. Erkek üreme sistemindeki prostat beziyle mesane arasındaki anatomo-fizyolojik yakınlık, birçok vakada mesane problemlerinin prostat kaynaklı idrar yolu obstrüksiyonu veya irritatif semptomlarla ilişkili olmasına neden olur. Bu makalede, mesane anatomisi ve fizyolojisi, başlıca mesane hastalıkları, idrar kaçırma tipleri, tanısal süreçler ve güncel tedavi yaklaşımları ele alınacaktır. Erkek üreme sağlığı bağlamında bakıldığında, üriner fonksiyonun düzenlenmesi, komplike mekanizmaların bir arada işleyişini gerektirir ve bu mekanizmaların bozulması, günlük hayatta sosyal ve psikolojik sorunlara kadar uzanan etkilere yol açabilir.
Mesanenin anatomik ve fizyolojik temelleri
Mesane, pelvis boşluğunda, peritondan büyük oranda bağımsız duran ve idrar biriktirme fonksiyonunu üstlenen bir organdır. Erkeklerde, mesanenin önünde pubik simfiz, altında prostat ve üretra, arkasında ise rektum bulunur. Mesane duvarı, histolojik olarak üç ana tabakadan oluşur: İçte ürotelyum, ortada detrüsor kas tabakası ve dışta adventisya veya serozal örtü. Detrüsor kası, mesanenin boşalması sırasında kasılarak içindeki idrarı üretraya yönlendirir. Kas tabakası, uzunlamasına, sirküler ve oblik düzenlenmiş kas liflerinden oluşur; bu liflerin koordineli kasılması, mesanenin efektif şekilde daralmasını sağlar.
Mesanenin boynu prostatla komşu olup, iç sfinkter (düz kas – involunter) bölgesi burada yer alır. Bu sfinkter, sempatik uyarı altında kasılarak idrarın kontrolsüz akışını engeller; gevşemesi ise idrara çıkmaya olanak tanır. Üretranın dış sfinkteri (çizgili kas – volunter) daha distalde bulunur ve somatik innervasyonla kontrol edilerek bilinçli olarak idrar tutma eylemine yardımcı olur.
Mesanenin innervasyonu, otonom sinir sisteminin parasempatik (sakral plexustan S2-S4 segmentleri), sempatik (T10-L2 düzeyi) ve somatik (pudendal sinir üzerinden) yollarıyla gerçekleşir. Parasempatik yol detrüsor kasının kasılmasından sorumluyken, sempatik yol internal sfinkterin kasılmasını destekler ve mesanenin gevşemesini sağlayacak nöral sinyalleri taşıyabilir. İşeme refleksi, beyin sapındaki işeme merkezinin koordinasyonunda gerçekleşir; mesanenin doluluk hissi arttıkça, mesane duvarındaki gerilme reseptörleri afferent sinyaller gönderir, uygun zamanda parasempatik uyarılar baskın hale gelir ve detrüsor kas kasılır. Bu esnada internal sfinkter gevşer, kişi bilinçli olarak dış sfinkteri gevşeterek idrar yapma eylemini tamamlar.
Normal bir erkekte mesane kapasitesi yaklaşık 400-600 ml’dir. 200 ml civarında dolumda idrar yapma dürtüsü başlayabilir, ancak birey dış sfinkteri kasarak idrarı tutabilir. Bu bütünlük ve kontrol mekanizması bozulduğunda, idrar kaçırma veya mesane boşaltım sorunları gibi çeşitli semptomlar ortaya çıkar.
Sık rastlanan mesane hastalıkları
Erkek üreme sağlığı ve üroloji çerçevesinde mesaneyi etkileyen rahatsızlıklar, semptom ve klinik tablo açısından çeşitlilik gösterir. Bu rahatsızlıkların bazıları nonenfeksiyöz, bazıları da bakteriyel veya viral etyolojiye dayanabilir. En sık rastlananlar arasında mesane enfeksiyonları (sistit), interstisyel sistit, mesane taşları ve mesane tümörleri bulunur. Erkek hastalarda prostat hipertrofisi veya prostatitle kombine olaylar da mesane işlevini dolaylı yoldan etkileyebilir.
1. Sistit: Enfeksiyöz sistit, genellikle alt idrar yolunun bakterilerle (çoğunlukla E. coli) kolonizasyonu sonucu mesane mukozasında inflamasyona neden olur. Sık idrara çıkma, mesane dolduğunda ağrı hissi, yanma veya dizüri, hatta hematüri (idrarda kan) gibi belirtilerle seyreder. Antibiyotik tedavisi enfeksiyonu kontrol altına alır, fakat altta yatan prostatik obstrüksiyon ya da mesane boşaltım yetersizliği varsa nüks edebilir.
2. Interstisyel sistit (IC): Kronik pelvik ağrı sendromu olarak da bilinen bu tablo, nonbakteriyel ve nonenfeksiyöz etyolojiye sahiptir. Ağrılı mesane sendromu, özellikle idrar depolandıkça artan pelvik ağrı, sıkışma hissi ve sık idrara çıkma gibi semptomlarla karakterizedir. Patogenezi kesin aydınlatılmamış olsa da mukozal bariyer bozukluğu, mast hücresi aktivasyonu ve nörojenik enflamasyon üzerinde durulur. Tedavi zordur, multimedikal yaklaşımlar ve mesane instilasyon tedavileri gibi yöntemler denenir.
3. Mesane taşları: Erkeklerde mesanede idrar stazı yaratan nedenler (ör. BPH, mesane çıkış obstrüksiyonu) taş oluşumunu kolaylaştırabilir. Taş oluştuğunda, suprapubik bölgede ağrı, tıkanma hissi, kesintili idrara çıkma, hematüri veya enfeksiyon görülür. Tanı sıklıkla görüntüleme ile konur (ultrason, direkt üriner sistem grafisi, sistoskopi). Tedavi, endoskopik veya perkütan yaklaşımlarla taş kırma ve çıkarma şeklinde yapılır.
4. Mesane tümörleri: Mesane kanserinin en yaygın türü, ürotelyal karsinomdur. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülür, etyolojisinde sigara kullanımı, kimyasal maddeler (aromatik aminler) önemli risk faktörleridir. Genelde ağrısız hematüri mesane kanserinin ilk belirtisidir. Tanı sistoskopi ve biyopsiyle netleşir. Yüzeyel tümörlerde transüretral rezeksiyon, intravezikal tedaviler (BCG, kemoterapi) tercih edilirken, invaziv tümörlerde radyoterapi, kısmi veya total sistektomi, rekonstrüksiyon gündeme gelebilir.
Mesane rahatsızlıkları, çoğu zaman idrar yaparken ağrı, sık idrara çıkma, nocturi (gece sık işeme), acil işeme hissi gibi alt idrar yolu semptomlarıyla kendini gösterir. Bu semptomlar erkek üreme fonksiyonunu da dolaylı etkileyebilir; zira cinsel aktivite öncesi veya sırasında pelvik ağrı, sistit yakınmaları, partnerle iletişimde zorluklara neden olur.
Prostat ile ilişkili mesane bozuklukları
Erkek mesanesi ve prostat komşuluğu, idrar yolunda semptomların sıklıkla üst üste binmesine yol açar. Özellikle yaş ilerledikçe iyi huylu prostat büyümesi (BPH) mesane çıkış direncini artırarak mesanenin zaman içinde işlevinde değişikliklere sebep olur. Başlangıçta mesane kası hipertrofi yapar, ileri evrede detrüsor aşırı aktivitesi veya yetmezliği söz konusu olabilir.
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH), 50 yaş üstü erkeklerde çok sık rastlanan bir durumdur. Prostat büyümesi, üretra lümenini daraltır, bu da “obstrüktif semptomlar” (idrar akışında zayıflama, ıkınma, kesintili akış, mesanenin tam boşalmama hissi) ve “iritatif semptomlar” (sık idrara çıkma, nocturi, acil işeme hissi) şeklinde belirti verir. Tedavi, ilaç (alfa-blokerler, 5-alfa-redüktaz inhibitörleri) veya cerrahi (TUR-P, lazer, vb.) olabilir. Mesane fonksiyonları, prostat tedavisine önemli ölçüde yanıt verir, ancak uzun süredir obstrüksiyona maruz kalmış mesanenin tam olarak normale dönmesi zaman alabilir.
Prostatit, prostat bezi iltihabını ifade ederken de mesane semptomları ortaya çıkabilir; alt pelviste ağrı, sık idrar hissi, yanma gibi bulgular mesane enfeksiyonu ile benzerlik gösterebilir. Prostatit tedavisi çoğu zaman antibiyotik, antienflamatuar, sıcak oturma banyoları gibi desteklerle yapılır. Kronik prostatit/sürekli ağrılı mesane sendromu (CP/CPPS) vakalarında semptomlar uzun süreli ve zorlayıcı olabilir; bu da mesane ağrısı, idrar yakınmaları ve cinsel işlev bozukluklarıyla yansıyabilir.
İdrar kaçırma (üriner inkontinans) tipleri ve patofizyoloji
İdrar kaçırma, istem dışı idrar kaybını ifade eder ve ciddi sosyal, hijyenik, psikolojik sorunlara yol açar. Erkeklerde daha nadir görülse de yine de belirli patofizyolojik nedenlere bağlıdır. Başlıca inkontinans tipleri:
1. Stres inkontinansı: Abdominal basıncın ani artışı (öksürme, hapşırma, ağır kaldırma) esnasında sfinkter yetersizliğinden kaynaklanır. Erkeklerde genellikle radikal prostat cerrahisi veya pelvik cerrahi sonrası dış sfinkterin hasar görmesi ya da zayıflamasıyla ilişkilidir. İç sfinkterin de katkısı azalabilir.
2. Urge inkontinans (aşırı aktif mesane): Mesane detrüsor kasının aşırı kontraksiyonlarıyla karakterizedir, hasta aniden idrara sıkışır ve tuvalete yetişemeden kaçırır. “İdrarı tutamama” hissi anidir, sık idrara çıkma, gece işeme sıklığı gibi belirtilerle birliktedir. Sinirsel regülasyon bozukluğu, mesane kasında hipersensitivite, bazen de BPH veya üriner sistem enfeksiyonu zemininde olabilir.
3. Mix tip inkontinans: Hem stres hem de urge özelliklerini taşır. Bu tabloda pelvis taban zayıflığı, mesane irritabilitesi, prostat ameliyatı sonrası değişiklik gibi çoklu faktörler rol alabilir.
4. Overflow (taşma) inkontinansı: Mesanenin kronik olarak tam boşalmaması, rezidüel idrarın fazla olması sonucu mesane kapasitesini aşan durumlarda damlama şeklinde idrar kaçırma olur. BPH, mesane çıkış obstrüksiyonu veya nörojenik mesane bu tabloda etkilidir. İdrar akışı çok zayıf, mesane sürekli doludur.
İnkontinans, erkek hastalarda sıklıkla radikal prostatektomi sonrası ortaya çıkabilir. Cerrahi esnasında sfinkter mekanizması veya anatomik destek dokuları zedelenmişse stres inkontinansı gelişir. Urge inkontinans ise mesanenin irritasyona maruz kaldığı, örneğin mesane taşı, enfeksiyon, radyoterapi hasarı veya idiyopatik detrüsor aşırı aktivitesi gibi durumlarda gözlenir.
Tanı süreçleri ve görüntüleme metodları
Mesane hastalıkları ve inkontinans şikayeti olan bir erkekte kapsamlı bir anamnez, fizik muayene ve laboratuvar testleri gerekir. Örneğin işeme günlüğü, semptom sorgulama anketleri (IPSS - Uluslararası Prostat Semptom Skoru vb.), idrar analizi (enfeksiyon veya hematüri varlığı), prostat muayenesi, ultrason ve üroflowmetri sık kullanılır. Üroflowmetri, idrar akış hızını ölçerek obstrüktif veya irritatif semptomların derecesini anlamaya yardım eder. İşeme sonu rezidü (PVR) ölçümü, mesanenin tam boşalıp boşalmadığını ortaya koyar.
Ultrason yardımıyla mesane duvar kalınlığı, taş veya kitle varlığı, rezidü idrar miktarı saptanabilir. Ürodinami, mesanenin depolama ve boşaltma fazlarını detaylı inceleyen, basınç-hacim ilişkisini ölçen testtir. Özellikle komplike inkontinans vakalarında, radikal prostat ameliyatı sonrası gelişen stres inkontinans veya nörojenik mesane şüphelerinde ürodinami altın değerindedir. Sistoskopi ise mesane içinde şüpheli lezyon (tümör, kitle, yabancı cisim) veya anatomik anomali varlığını doğrudan görebilmek için endoskopik bir yaklaşımdır. Bazı vakalarda daha ileri MR veya BT incelemeleri, anatomik detay açısından fayda sunar.
Mesane hastalıkları ve inkontinansta tedavi stratejileri
1. Farmakolojik tedaviler:• Aşırı aktif mesane (OAB) veya urge inkontinans için antimuskarinik ilaçlar (oksibutinin, tolterodin vb.) veya β3-adreneıjik agonistler (mirabegron) kullanılır. Bu ajanlar detrüsor kas aktivitesini azaltarak ani kasılmaları engeller ve sıkışma hissini hafifletir.
• İnterstisyel sistit/pelvik ağrı sendromunda antienflamatuar, ağrı kesici, pentosan polisülfat, antihistaminikler gibi tedaviler denenebilir.
• Mikrobiyal sistit durumunda antibiyotikler en temel çözümdür.
2. Cerrahi tedaviler:
• Transüretral rezeksiyon (TUR) veya lazer ablasyon, mesane tümörlerinin yüzeysel tiplerinde uygulanır. İleri evre tümörlerde radikal kistektomi gerekebilir.
• Stres inkontinans için erkeklerde “male sling” (erkek askısı) veya yapay üretral sfinkter yerleştirme seçenekleri mevcuttur. Özellikle prostat ameliyatı sonrası inkontinansı ciddi olan erkeklerde yapay sfinkter altın standart sayılır.
• BPH nedeniyle mesane çıkış obstrüksiyonu varsa TUR-P, HoLEP, rezüm gibi minimal invaziv veya açık cerrahi seçenekleri devreye girer. Bu sayede mesane basıncı düşürülür, idrar akışı rahatlar.
3. Fizyoterapi ve davranışsal yaklaşımlar:
• Pelvik taban kas egzersizleri (Kegel egzersizleri), stres inkontinans veya mesane stabilitesini destekleyen bir yöntemdir. Dış sfinkter ve pelvik kaslar güçlendikçe, idrar tutma yetisi artar.
• Mesane eğitimi, planlı işeme zamanlaması, aşamalı mesane dolumuna tolerans kazandırma gibi teknikler urge inkontinans tedavisinde etkilidir. Müşahade altındaki boşaltma (double voiding) veya “idrar erteleme” gibi davranışçı öğretiler de uygulanır.
4. Enjeksiyon ve nöromodülasyon:
• Botulinum toksini (Botox) enjeksiyonu, aşırı aktif detrüsor kas faaliyetini geçici olarak baskılar. Mesane duvarına sistoskopi eşliğinde yapılan bu enjeksiyon, 6-12 ay arası süren iyileşme sağlayabilir.
• Sakral sinir stimulasyonu (sakral nöromodülasyon), altta yatan nörojenik mesane bozuklukları veya dirençli aşırı aktif mesane durumlarında sakral sinir köklerine yerleştirilen stimülatörle idrar kontrolünü iyileştirir.
5. Kilo kontrolü ve yaşam tarzı:
• Aşırı kilo, abdominal basıncı yükselterek stres inkontinans riskini artırır, aynı zamanda mesane kapasitesinde baskı yaratır. Dolayısıyla kilo vermek, obez erkeklerde semptom azaltıcı önemli bir adım olur.
• Kafein, alkol, baharatlı gıdalar, asitli içecekler gibi mesane irritanları kısıtlanabilir. Sıvı alımı düzenlenerek (ne fazla ne az) gece sık idrara çıkma veya idrar kaçırma epizodları azaltılmaya çalışılır.
Bu stratejiler hastanın klinik durumuna, mesane probleminin kökenine ve şiddetine göre bireyselleştirilir. Mesane rahatsızlıklarının büyük kısmı kronik seyirde seyredebileceğinden, uzun süreli takip, düzenli doktor kontrolü ve tedaviye uyum kritik önemdedir.
Nörojenik mesane ve özel senaryolar
Diyabetik nöropati, omurilik yaralanmaları, multipl skleroz veya spinal disk hernileri gibi nörolojik tabanlı bozukluklar da mesanenin sinirsel kontrolünü bozarak “nörojenik mesane” tablosu yaratabilir. Bu tabloda mesane aşırı dolabilir, boşalamayabilir (taşma inkontinansı), yahut detrüsor aşırı aktivitesine bağlı urge inkontinans görülebilir. Tedavi, altta yatan nörolojik durumun seyrine, mesanenin tipine göre farklılık gösterir. Kateterizasyon, mesane eğitimi, farmakoterapi, nöromodülasyon ve cerrahi yöntemler karmaşık bir yönetim gerektirir. Amaç, böbrekleri korumak ve hastanın kontinansını mümkün mertebe sürdürmektir.
Takip ve uzun vadeli komplikasyonlar
Mesane hastalıklarını tedavi eden ürologlar, hastaların uzun dönemde komplikasyon gelişimini önlemek için periyodik taramalar yapar. Örneğin mesane kanseri tedavisi gören hastalarda sistoskopi ile nüks izlemi; radyoterapi veya intravezikal BCG sonrası yan etkilerin yönetimi söz konusudur. İdrar kaçırma tedavisi görenlerde cerrahi sonrası iyileşme süreçleri, yeniden sızıntı olup olmadığı, yapay sfinkterin fonksiyonu veya sling materyalinin yerinde durumu gibi unsurlar yakından takip edilir.
Prostat ameliyatı veya radyoterapisi sonrası oluşan mesane disfonksiyonunda, ikincil irritatif semptomlar veya fibrozis gibi durumların kontrolü için mesane kapasiteleri ölçülür, üroflovmetri, mesane günlükleri gibi basit araçlar kullanılabilir. Uzun dönemde, mesane divertikülü, kalınlaşma veya skar doku oluşumu gibi anatomik değişiklikler olabilir. Bunlar bazen üriner retansiyon veya taş oluşumunu tetikleyebilir. Bilinçli takiple erkenden müdahale etmek komplikasyon riskini düşürür.
Aile hekimliği ve birinci basamak rolü
Erkek hastaların çoğu mesane problemleri veya idrar kaçırma yakınmalarıyla öncelikle aile hekimine veya dahiliye uzmanına başvurabilir. Burada semptom değerlendirme anketleri, basit muayene ve idrar tahlili gibi başlangıç testleri yapılabilir. İdrar yolları enfeksiyonu bulgusu, ciddi hematüri, anlamlı obstrüksiyon belirtileri veya tekrarlayan inkontinans epizodları varsa ürolojik konsültasyona yönlendirilir. Aile hekimi, ayrıca hasta eğitiminde de rol alarak mesane eğitim egzersizlerini, kilo vermenin önemini ve uygun sıvı alımını anlatabilir.
Yaşlı erkeklerde alt üriner sistem semptomları (LUTS) prostat büyümesiyle ilişkili zannedilse de, bazen mesanenin idiyopatik aşırı aktivitesi, nörolojik durum veya mesane kanseri ihtimali de ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Bu nedenle birinci basamakta alarm belirtilerinin (ör. ağrısız hematüri, istenmeyen kilo kaybı, inatçı irritatif semptomlar) farkında olmak ve hedefli soru sormak tanı yolculuğunu hızlandırır.
Psikolojik ve sosyal etkiler
İdrar kaçırma ve mesane sorunları, erkeklerin öz saygısını, sosyal hayatını ve cinsel fonksiyonlarını sekteye uğratabilir. Örneğin, radyikal prostatektomi sonrası uzun süren stres inkontinansı, hastanın sosyal aktivitelere katılımını, işe geri dönüşünü, cinsel yakınlığını olumsuz etkiler. Bu bağlamda erkeklerde kendini ifade etme veya destek talep etme eğilimi düşük olabileceğinden, depresyon, anksiyete veya izolasyon riskleri artar. Dolayısıyla hastaya “yeni yaşam düzeni” veya rehabilitasyonda uzman psikolog ve cinsel terapist desteği sağlanabilir. Aile, yakın arkadaşlar ve iş çevresinin anlayışı da psikolojik rahatlama getirebilir.
Sosyal yönden, aniden gelişen idrar sızıntısı korkusu, mesanesi dolduğunda tuvalet bulamama stresi, “kokma endişesi” ve dışlanma duygusu erkek hastaları kapalı bir döngüye sokabilir. Cerrahi veya medikal tedaviyle düzelme sağlansa dahi, davranışsal ve psikolojik etkilerin tam normale dönmesi zaman alabilir. Bu nedenle, tedavi planında her zaman hasta eğitimi, rehabilitasyon ve olası mental destek önlemleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Gelecekte mesane hastalıkları ve inkontinans yönetimi
Tıp ve teknolojinin ilerlemesiyle, mesane problemleri tanı ve tedavisinde yeni ufuklar belirmektedir. Nanoteknoloji, biyosensörler ve mobil uygulamaların entegrasyonu, mesanenin dolum ve basınç parametrelerini anlık takip etmeye olanak tanıyabilir. Akıllı kateter sistemleriyle mesane basıncı ve idrar akışı gerçek zamanlı izlenerek otomatik uyarılar üretilebilir. Yapay zeka algoritmaları, hastanın semptom günlüklerini, demografik verilerini, tıbbi geçmişini analiz ederek kişiselleştirilmiş tedavi önerileri sunabilir.
Cerrahi alanda da robotik ve laparoskopik girişimler minimal invazivliğe katkı sunarak iyileşme süresini kısaltır. Hücresel ve rejeneratif tıp yaklaşımları, hasar görmüş veya fibrotik mesane dokusu yerine işlevsel yeni doku üretme ihtimalini araştırır. Özellikle doku mühendisliğiyle geliştirilen yapay mesane prototipleri, radyal sistoplasti veya mesane çıkarılma ameliyatına gerek kalan durumlarda gelecekte dönüştürücü rol oynayabilir.
İdrar kaçırma için sakral nöromodülasyon teknikleri, belki de kablosuz implantlarla daha konforlu hale gelecek; botulinum toksin enjeksiyonları, yeni nesil moleküllerle yerini daha uzun etkili ve yan etkisi az ajanlara bırakabilir. Tüm bu yenilikler, henüz prototip veya sınırlı kullanım aşamasında olsa da, bu alanın gelecekte daha proaktif, kişiye özgü ve komplike durumları dahi çözüme yaklaştıracak seviyede gelişeceğini vurgular.
Erkek üreme sağlığında mesane ve alt üriner sistem işlevleri çok boyutlu bir yapıya sahiptir. Bu alanda semptom ve patolojiler, sadece organ düzeyinde değil, biyopsikososyal açıdan da ele alınır. Hastanın ürolojik muayeneleri, laboratuvar ve görüntülemeleri, tıbbi veya cerrahi müdahaleleri, rehabilitasyon ve uzun dönem izleme süreçleriyle bütüncül bir yaklaşım zorunludur. Teknolojik ve farmakolojik yeniliklerin yardımıyla, mesane hastalıkları ve idrar kaçırma sorunlarında artık çok daha başarılı sonuçlar almak mümkündür. Kişiselleştirilmiş tedavi planı, doğru tanı, hasta eğitimi ve multidisipliner koordinasyonla erkek hastaların hayat kalitesi artar, sosyal ve cinsel işlevleri korunarak bütüncül sağlıklı yaşama adımları güçlenir. Bu çerçevede, mesane hastalıkları ve inkontinans yönetimi, ürolojik pratiğin kritik alanlarından biri olmayı sürdürmektedir.