Omurganýn göðüs bölümünün, arkaya doðru aþýrý kavis göstermesi hali; kamburluk; kifoz.
Kifoz ve skolyoz’un birarada bulunuþu; kifoskolyoz.
Kifoz’da görülen -hörgüç þeklindeki- omurga tümseði; kifos.
Kifoz ve lordoz durumunun biraradabulunuþu; kifolordoz.
Köpeklerden aþýrý ürkme; özellikle köpekle temas sonucu kuduz olacaðýndan aþýrý korkma; kinofobi.
Baþý, köpek baþýna benzeyen hilkat garibesi; kinosefalus.
Dalgalý seyir gösteren hareketin, kimograf aracýlýðýyla çizelge halinde kaydedilmesi; kimografi.
Kimografi’de kullanýlan alet; kimograf.
Kimografi yoluyla elde edilen çizelge; kimogram.
Kas liflerinin -istem dýþý- seðirme hareketigöstermesi; kimatizm.
(Af.): Genellikle çocuklarda protein eksikliðine baðlý olarak geliþen yaygýn ödem, kansýzlýk ve deri lezyonlarý ile belirgin hastalýk tablosu; kvashiorkor (Özellikle tropikal Afrika ve Hint adalarýnda görülür),
Sarkoidoz tanýsýnda uygulanan deri testi; Kveim testi.
Kronik uterus inversiyonunu düzeltme amacýyla uygulanan bir ameliyat þekli; Küstner ameliyatý
Uzun kemikteki kýrýkta, özellikle femur cismi kýrýðýnda, kýrýk uçlarý birbirine tespitte kullanýlan paslanmaz çelik çivi; Küntscher çivisi
Travmaya baðlý olarak oluþan bir veya birkaç omurun iltihabý; Kümmell hastalýðý.
Kussmaul belirtisi. Bk. Kussmaul s sign
Kussmaul solunumu. Bk. Kussmaul’s breathing
Ayak ve bacak kaslarýndan baþlayarak kýsa sürede karýn, göðüs, kol ve yüz kaslarýna yayýlan, kaslarda -bazen felce uzanabilen- kuvvet azalmasý ve his kaybý ile belirgin polinevrit; Landry felci; Guillain-Barre sendromu (Sendr
Kranyum’un bulunmayýþý ile belirgin hilkatgaribesi; akranyus.
Kranyum’un bulunmayýþý hali; kranyum yokluðu; akrani.
Koklea’nýn en önemli bölümünü oluþturmak üzere ductus cochlearis’in tabanýna oturmuþ, üzerinde ses dalgalarý ile uyarýlan titrek tüylü nöroepitelyal reseptörlerin yer aldýðý oluþum; spiral organ; Korti organý; Cor
Koklea’nýn en önemli bölümünü oluþturmak üzere ductus cochlearis’in tabanýna oturmuþ, üzerinde ses dalgalarý ile uyarýlan titrek tüylü nöroepitelyal reseptörlerin yer aldýðý oluþum; spiral organ; Korti organý; Cor
Konuþulanlarý anlayamama ile belirgin afazi þekli; akustik afazi
Kiþide iþitme derecesini ölçen araç; akumetre.
Kol ve bacaklarý bulunmayan; akolöz.
Kaþýntý gösteren sivilceler oluþmasý ile belirgin durum; kaþýntýlý akne
Kanda "eozinofil lökosit"lerin aþýrý sayýdaartýþý; asidositoz.
Kanda asidite artýþý; kan pH’ýnm normalin .altýna düþüþü; asidemi (Normalde kan pH’ý 7.4 olmak üzere hafif alkalendir. Asidemi’de kan pH’ý, bu seviyenin altýna iner. Asidemi tedavisiz kalýrsa koma ve ö
Kanda mevcut asit ve baz unsurlar arasýnda belli bir oraný koruyan denge; kan pH’mýn, normal deðeri olan 7.4′ü korumasý hali; asitbaz dengesi
Kimyasal yapýsýný kýsa sürede deðiþtiren; farmokolojik etkisini kýsa zamanda kaybeden; akronizoik.
Kanda lenfosit sayýsýnýn aþýrý artýþý; akroasitoz.
Kolinerjik sinir hücrelerinin akson uçlarýnda açýða çýkan nörotransmiter madde; asetilkolin.
Kimyasal bileþiðin yapýsýna asetil kökü sokma; asetilasyon.
Kanda aseton ya da aseton cisimciklerinin bulunuþu; asetonemi.
Kalça kemiðinin dýþyan tarafýnda, femur baþýnýn oturduðu yuvarlak çukurluk; hokka çukur; asetabulum.
Kalça kemiðinde, acetabulum (hokka çukur) ‘un alt kenarýndaki çentik; hokka çukur (asetabulum) çentiði; asetabuler çentik
Küçük yýðýn; kuma benzer taneciklerin oluþturduðu küçük küme; aservul.
Kaza cerrahisi. Bk. traumatology