İngilizce Türkçe Tıbbi Terimler Sözlüğü
Tıbbi Çeviri ve Medikal Tercüme
tibbi çeviri
i
Tıbbi sözlük içinde İngilizce - Türkçe 1835 adet çeviri sonucu bulundu. 1821 - 1835 arasındaki sonuçlar:
Ýçinde buz bulunan lastik torba; buz torbasý (Herhangi bir vücut bölgesini soðuk tutmak üzere deri üzerinden uygulanýr),
0°C altýndaki donmuþ su; buz.
(L.): Bk. ib.
tibbi çeviri
(L) : Ayný yerde; evvelce belirtilen ayný kitap veyamakale’de (Latince ibidem’in kýsaltýlmýþý),
Týpla ilgili tüm konulan içine alan bilim; hekimlik bilimi; týp bilimi; iyatroloji.
Herhangi bir hastalýk veya bozukluðun tedavisine baðlý olarak yeni bir patolojik durum oluþmasý iyatrojeni.
Hekimin tedavi veya müdahalesi sonucu meydana gelen hastalýk; herhangi bir hastalýk veya bozukluðun tedavisinden doðan patolojik durum; iyatrojenik hastalýk
Hekim tarafýndan uygulanan tedavi veya müdahale sonucu olaþan ters durum; iyatrojenik komplikasyon
Hekimin tedavi ya da müdahalesine baðlý olarak oluþan; herhangi bir hastalýk veya bozukluðun tedavisi sonucu doðan; iyatrojenik (patolojik ya da ters durum).
Týp bilimi ile ilgili; hekimlik veya hekimlerle ilgili; iyatrik.
(G.): Tedavi bilimi; iyateri. Bk. therapeutics;
Bkpotential energy.
Cisimlerin mor renkte görülmesiyle belirgin görme bozukluðu; iyantinopsi.
Süte benzer; süt görünümünde; laktesan (Lipidli kanýn görünümü hakkýnda),
Dudaklarý tutan koreik hareketlerle belirgin durum; dudak koresi; labiyokore (Konuþurken kekelemeye sebep olur),
1 2 3 .. 88 89 90 91
92
i
Tıbbi sözlük içinde Türkçe - İngilizce 1523 adet çeviri sonucu bulundu. 61 - 80 arasındaki sonuçlar:
tibbi çeviri
Ýdrar muayenesi ile hastalýða taný koyma; ürokrizi.
Ýstem dýþý idrar kaçýrma; idrar enkontinansý; üroklepsi.
Ýdrarda bulunan ve ona rengini veren, ürobilin türevi san pigment; ürokrom.
tibbi çeviri
Ýdrann dýþkýya karýþmasý; baðýrsak yoluylaidrar geliþi; ürokezi.
Ýdrarda aþýrý miktarda ürobilin bulunuþu; ürobilinüri.
Ýdrar muayenesi; idrar tahlili; ürinoskopi.
Ýdrann özgül aðýrlýðýnýn ürinometre aracýlýðýyla ölçülmesi; ürinometri.
Ýdrann özgül aðýrlýðýný ölçmede kullanýlanalet; ürinometre.
Ýdrar salgýlayýcý; idrar oluþturucu; ürinojenöz.
Ýdrar salgýlayan; üriniparöz.
Ýdrar iletici borucuk. Bk. renal tubule.
Ýdrar ileten; idrar taþýyan; üriniferöz.
Ýdrar pH’ý (Saðlýklý kiþide idrar pH’ý, 4,6 ile 8 arasýnda deðiþir. Etten zengin diyet idrar pH’ým asit yöne, sebzeden zengin diyet kalevi yöne yöneltir. Uyku esnasýnda idrar genellikle -normal respiratuvar
Ýdrar etmek; iþeme; ürinasyon.
Ýdrar oluþmasý ve boþaltýmý ile ilgili organlar (böbrekler, ureterler, mesane ve uretra)’m oluþturduðu sistem; boþaltým sistemi; üriner sistem
Ýdrarýn santrifügasyonu sonucu dibe çöken madde yýðýný; idrar çökeltisi (Saðlýklý kiþinin mikroskop altýnda muayene edilen idrar çökeltisinde, birkaç eritrosit, lökosit ve epitel hücresi görülür),
Ýdrar oluþmasý ve idrar boþaltýmý ile ilgili organlar; üriner organlar (Böbrekler, ureterler, mesane ve uretra)
Ýdrar yollarýnýn herhangi bir bölümünde oluþan týkanýklýk; üriner týkanýklýk.
Ýdrar deliði. Bk. external urethral orifice.
Ýdrar ediþin baþlangýcýnda güçlük ve duraksama olmasý, idrarýn dýþarý atýlýþ hýzýnýn azalmasý; üriner duraksama (Genellikle prostat hipertrofisinde görülür),
1 2 3
4
5 6 7 8 .. 75 76 77
Tıbbi Sözlük
Tıbbi Terimler Sözlüğü - Tıp Sözlüğü